Balkan bozgunlarını, Sarıkamış kışını, Arap çöllerinin yakıcı kurağını görmüş duymuş bir millet ve askeri. Büyüğünden küçüğüne, yaşlısından gencine, kadın erkek, istisnasız hiç bir kesim, gençleri dahi, geri ve ayrı kalmaksızın koca bir ulus. Cepheden cepheye koşan, yılın yılın savaş ve yorgunluk gören, ancak yılgınlık nedir bilmeyen kadim, binlerce yılı aşmış, kılcal damarlara, bünyeye, genlere işlemiş eşsiz benzersiz bir kılınç. Bu ahval ve şerait içinde, durmamaca yeniden yaranan, teşkilātlanan, yenilenen, durmaksızın yol arayan, asla ve kat'a pes etmeyen, durmadan özünde yeniden ateş yakmayı başaran, yine mücadeleye atılan āsil bir ulus. Bütün unsurlarıyla bir olan bir ulus. İşte, bu serüven ve hengame içinde, büyük savaş, hatta savaşlar sonrası varlığını özünden aldığı güçle tüm dünya güçlerine karşı ortaya koyup kabul ettiren, koca Türk tārihini devam ettiren yüce irāde. Yüce Türk Milleti'ni olduğu gibi ayakta tutan ve günümüze getiren irāde.
Yüce Türk Milleti! Fıtratından geçmediğin sürece, özünü ve geçmişini, atalarının senin için gördüğü cefā ve fedākârlığı unutmadığın sürece ebediyyen var olacaksın. Dünya tārihinin görmediği sayısız düşman ve savaşlar karşısında verdiğin emsalsız var olma mücadelenin 100. yıl dönümü kutlu olsun!
