ERDEMsekiz türlüğ isiğ öz yöründekin bilmek ukmak erdemiğ eŋsiz ked bilmiş erti.
san sakış erdemiŋe barçaka ötmiş.
sekiz türlüğ erdemiğ bilmiş kergek.
Sekiz türlü sıcak öz (kişi özü, canı, hayatı) yöründekini bilmek akletmek erdemini örneksiz key (çok iyi, fevkalade) bilmiş idi.
Sayı ve sakış/sağış (hesap) erdemine, varcasına (hepsine, kamusuna, tüm, bütün erdemlere) geçmiş (vakıf olmuş).
Sekiz türlü erdemi bilmiş (olmak) gerek(tir).
Bu geçtiğimiz örnek ifadeler, dilimizin yazılı en bay söz varlığı bulunan Turpan yazmalarında geçer. Bunlar üç örnek. Daha açacak olursak bu örnekler, o yazmalardan birisi ve çok kapsamlı bir yazma olan Altun Yaruk Sudur'un bitiğlerinden/"ciltlerinden" birinin içinde geçen o bitiğin bir unsuru olarak Bayağut Oğlı Otaçı Beğ, Bayağut Oğlu Otacı (Hekim) Beğ öyküsünde geçer.
Bu ifadelerden anladığımız, erdem sözünün, bilme, vakıf olma hikmetini de anlattığı karşıladığıdır. Kaşkarlı Mahmud da bu sözü divānında anıp "fazilet, övülecek şey" der. Çok alçak uçtuğu için şa adlı bir kuşa erdemsiz şa da dendiğini de aktarır.
ukmak, akletmek demektir ve bu eylemden gelen ukuş adı da "akıl" anlamına gelir. us sözü ise temyiz demektir.
Yine san sakış erdemi sözünden, biliğ/bilim/ilim kavramını da karşıladığı seziliyor.
Kaşkarlı'nın divānı ardından pek mühim bir söz kitabı olan Mukaddimetü'l Edeb'de de erdem sözü "edeb" sözü ile anılmıştır. Bu sözlük 1200 suları/öncesine tārihlenir ve o uğurlarda edeb sözü edebī bilgileri anlatmak için kullanılır. Bu da bize ayrı güzel bir karşılaştırma örneği sunar. Yine bengi taşlarımızı unutmamak gerektir ve Kem bengi taşlarında alplık, erlik erdemini anlatmak için sıkça "er erdemi" sözü kullanılır.
yöründek sözüne sıkça ilaç, derman, merhem dense de, biz bu karşılıkda çok emin olamadık. Bu sözün yormak, açmak, tefsir etmek, ayırtlı ortaya koymak anlamına gelen yör- eylemiyle ilgisi bulunup yörünmek = tefsir edilmek, ayırtlı ayrıntılı ortaya konmak eşitliğinden yola çıkarak "yöründek" de bu doğrultuda bir anlamı karşılıyor olabilir. Böylece isiğ öz yöründek, sıcak canın/kişi özünün-hayatının-bedenin-organların (temellerini, temel bilgilerini) ayırtlı ortaya konmuş yolu/yörüğü ("tefsiri") demek olabilir. Nitekim öykümüzün kahramanı da tüm tınlıları canlıları iyileştirmek ve bu erdemi öğrenmek isteyen bir kişidir. Bu bağlamda bu karşılığın sığdığı söylenebilir. beden için ise dilimizde den, organ için ise tilgen denir.
Son olarak, batının doğudan (Japonca do'dan örneğin) alıp "çevirdiği" 'arts' kavramını da bu yüzden 'sanat' değil, erdem kavram adı ile anlatmalıyız. Buradan yola çıkarak, savunma "sanatlarına/sporlarına" savunma erdemi, kılıç kullanma erdemine "kılıç erdemi", ok atıcılığına "okçuluk erdemi", vb. demeliyiz. Doğrusu ve geleneğimizdeki karşılığı, yeri olan iş budur. Uzluk(çuluk), sanat (bkz. ve krş. sanayi, sınaī gibi sözlerimiz), meslek işleri ise kılıç, ok, yay, vs. yapımı ile ilgilidir. Bu yüzden de bir işe eli yatkın olana ya da usta olana uz kişi, eli uz(lu) deriz.
Görüntüyü Cengiz Alyılmaz Usta'nın İpek Yolu Kavşağının Ölümsüzlük Eserleri adlı çalışmasından aldık. Türk Uygur ürüŋ başı yukarıdan aşağı, soldan sağa yazılır.
Bin Yıl Tümen Gün Takımı, 2019.05.25, 20:44.
